22 Aralık 2012 Cumartesi

Hiç bir şeyden mutlu olmayan insan diye bir gerçek var şu dünyada.

Diyeceksiniz nasıl?

Şöyle bebeler, bu insanları ne yaparsan yap mutlu edemezsin. Hep mutsuz ve bir şeylerden memnun olmayan bir surat ifadesi vardır o canım yüzlerinde, hani sen çıksan şu dünyayı türlü illetten kurtarsan bu vatandaş döner ''ıyyy dünya böyle mi kurtarılır'' derse şaşırmazsın daha doğrusu şaşırmamalısın.  Fazlaca sevimsizdirler özetle, evlat olsa sevilmez o derece.

Ha birde bu insanların taktıkları birileri muhakkak vardır, türün bir özelliği olsa gerek. Ben bu hayatta kendi notuna bakmadan önce taktığı adamın notuna bakanını gördüm. Sanane elalemin notundan zaten kendin almışsın iyi bir not ama yok takmış ona kafayı, bakacak! Anlaşılacağı üzere rekabet duyguları oldukça gelişmiştir. Rekabet takdir edilesi bir özelliktir aslında ama hırsla bunu çirkinleştirmeye ne lüzum var! Hayatta hırsınız değil aziminiz olsun derim. Her neyse..

Şimdi içinizden ''eee sende bu insanlara takmışsın'' diyorsunuz ve çok haklısınız bende bu insanlara taktım. Çünkü bu insanların kişiler üzerinde değişik bir gerginlik duygusu bıraktığını düşünüyorum. Bu tarz bi adamın yanında istesen de rahat olamazsın, egomuz izin vermez çünkü. İstemesek de bi zaman sonra o şekilde davranmaya başlarız, hani vardır ya bende iyiyim duygusu işte bu karaktere sahip insanların yanında daha da baskın hale gelir.

Özetle; bulundurmayın böyle insanları çevrenizde çocuklar, mutsuzluk sebebiniz olurlar zamanla.

Alın bu da son kıyağım;
http://www.youtube.com/watch?v=DeumyOzKqgI

Belirtmeden geçemeyeceğim Skyfall çok iyi, izleyin!

1 Haziran 2012 Cuma

Reklam Dediysek Abartmayın

       Bir reklamcı aday adayı olarak son dönem de televizyonlarda, sosyal medya araçlarında, gazete ve dergilerde dönen tatil reklamlarını kınıyorum. Allahsızlar! Burada finallere hazırlanan genç insanlar, tatillerini bir yıldır sabırla bekleyen çalışanlar var.
Bu kadar özendirici olmayın. Mahvolduk burada denize, kuma, tembelliğe olan hasretimizden.

       Hayır zaten gelmişiz haziran başına çok sevgili Mikail'in şakaları yüzünden havaların ısınacağına inancımız kalmamışken yaptığınıza bakın. Tam havalar yağmurlu, ders çalışayım diyorum pat bir reklam ''bi yürüyün gidin lan!'' diye bağırasım geliyor. Zaten çalışmamak için hayale bakıyoruz burada durmuş yaptığınıza bakın ayıp! Biraz da bizleri düşünün giden var gidemeyen var. Durmuş dün otel falan bakıyoruz sanki gidebileceğiz (öyle öğrenciye uygun yerler hayal etmeyin, beş yıldızlı otellere falan bakıyoruz) o kadar uçmuşuz yani. Ey reklam nelere kadirsin dedirttin bir daha. İki saatimiz hayallere dalarak geçti gitti. Çok çalışıyorum gibi bir algı oluşsun istemem ama çalışabilirdim o saat aralığında. Neden olmasın, olabilir yani öyle umuyorum her neyse.

       Özetle, yapmayın çocuklar böyle şeyler!

18 Mayıs 2012 Cuma

Gece Kinlenmesi!

         Bu dünya boktan diyoruz ya hani! İşte tamda o dünyanın ortasında, tüm boktan durumların içinde, boktan diye kabul edebileceğimiz insanların içinde kayboluyoruz. Onlardan biri oluyoruz yavaşça, onlar gibi düşünmeye, onların dinlediklerini dinlemeye, giydiklerini giymeye başlıyoruz. Bizi biz yapan hiç bir şey kalmıyor ortalıkta. Lanet derecesinde kabullenilme isteğimiz hayatımızın her ortamına hakim oluyor, çok özgün olduğumuzu iddia ediyoruz, aslında değiliz. Hiç olmadık belkide...
     
       Tek tip oluyoruz lan git gide. Farklılıklara tahammülümüz yok! düşüncelere, inançlara, inanmayışlara saygımız yok.
Kinlendim resmen.
Az bi rahat olalım lan. Sıkıldık iyice tek tip yaşam güzel mi sanki? Renk yok. Birileri farklı bir şiveyle konuşsun, birileri küfür etsin, birileri çok marjinal olsun en önemlisi hepsi bir arada bir arkadaşlığımız olsun fena mı olur? Anne kuzusu olalım. Oh rahat yaşam kasa kasa bir hal olduk.
   
       He bir de şunu atlamayalım; şu çok bilmiş abilerimiz, ablalarımız lütfen her boka burun kıvırmayın allah aşkına inanılmaz iticisiniz, insanı hayattan soğutuyorsunuz. Biri şunları uyarsın lan hiç sevimli değilsiniz. Her neyse bunlar apayrı olay zaten anlat anlat bitmez. Sanki arkadaş bu haspamlar hiç Orhan Gencebay dinlememiş.

     Gece gece bana da ne oluyorsa.  Neyse anlatmak istediğimi anladınız.


Bu da son kıyağımdır;
http://www.youtube.com/watch?v=iEPTlhBmwRg&ob=av2n